* Gefällt Dir diese Homepage oder meinst Du es besser zu können? Erstelle deine eigene kostenlose Homepage jetzt! *

                                                                    

ESMA-ÜL HÜSNA ( ALLAH'IN 99 İSMİ) VE TÜRKÇE KARŞILIĞI

 

  • 1-ALLAH Her şeyin gerçek mabudu

  • 2-RAHMAN Dünyada bütün mahlukatı rızıklandıran

  • 3-RAHİM Ahirette yalnız dostlarına rahmet edecek

  • 4-MELİK Bütün mevcudatın gerçek sahibi ve hükümdarı

  • 5-KUDDÜS C.C. Bütün mahlukatı maddi ve manevi kirlerden arındıran

  • 6-SELAM Her türlü tehlikeden kullarını selamette kılan

  • 7-MÜMİN Kalplerde iman nurunu yakan ve kullarına güven veren

  • 8-MÜHEYMİN Bütün varlıkları ilim ve kontrolu altında tutan

  • 9-AZİZ Sonsuz izzet sahibi olan

  • 10-CEBBAR C.C. İstediğini zorla yaptıran

  • 11-MÜTEKEBBİR Sonsuz büyüklük ve azamet sahibi

  • 12-HALİK Her şeyi yoktan yaratan

  • 13-BARİ Eşyayı ve herşeyin aza, cihazatını birbirine uygun yaratan

  • 14-MUSAVVİR Her varlığa münasip şekil giydiren

  • 15-GAFFAR C.C. Çok affeden

  • 16-KAHHAR Her şeye galip gelen ve bütün düşmanlarını kahreden

  • 17-VEHHAP Bol bol hediyeler veren

  • 18-REZZAK Bütün rızka muhtaç olanları rızıklandıran

  • 19-FETTAH Her şeyi hikmetle açan

  • 20-ALİM C.C. Her şeyi hakkıyla bilen

  • 21-KABİD İstediğinin maddi ve manevi rızkını daraltan

  • 22-BASİT İstediğinin maddi ve manevi rızkını genişleten

  • 23-RAFİD İstediği kulunu şeref sahibi iken rezil rüsvay eden

  • 24-RAFİ Dilediklerinin mertebesini yükselten

  • 25-MUİZZ C.C. İstediğine izzet veren ve şereflendiren

  • 26-MÜZİLL İstediğini zelil kılan

  • 27-SEMİ Gizli açık her sesi işiten

  • 28-BASİR Her şeyi bütün incelikleriyle gören

  • 29-HAKEM Hükmeden hakkı yerine getiren

  • 30-ADL C.C. Tam adaletli, Allah adildir zalimleri sevmez

  • 31-LATİF Lutfu keremi bol olan

  • 32-HABİR Her şeyden haberdar olan

  • 33-HALİM Yaratıklarına son derece yumuşak muamele eden

  • 34-AZİM Kendisine büyük ümitler beslenen

  • 35-GAFUR C.C. Kullarının günahlarını bağışlayan

  • 36-ŞEKUR Rızası için yapılan işleri bol sevapla karşılayan

  • 37-ALİYY Her şeyiyle yüce olan

  • 38-KEBİR Varlığının kemaline hudut yoktur

  • 39-HAFIZ Her şeyi muhafaza eden

  • 40-MUKİT C.C. Her türlü mahlukata münasip rızık veren

  • 41-HASİB Kullarının bütün fiillerinin hesabını gören

  • 42-CELİL Yücelik ve ululuk sahibi

  • 43-KERİM İyilik ve ikramı bol olan

  • 44-RAKİB Bütün varlıklar üzerinde gözcü

  • 45-MUCİB C.C. Kullarının dualarına cevap veren

  • 46-VASİ İlim ve insanı her şeyi içine alan

  • 47-HAKİM Her şeyi yerli yerinde yapan

  • 48-VEDÜD İtaatkar kullarını çok seven

  • 49-MECİD Azamet şeref ve hakimiyeti sonsuz

  • 50-BAİS C.C. Peygamberler gönderen ve ölüleri dirilten

  • 51-ŞEHİD Kullarının her yaptığını gören

  • 52-HAKK Varlığı hiç değişmeden duran, daima sabit

  • 53-VEKİL Kendine güvenen kullarının işini en iyi yoluna koyan

  • 54-KAVİY Güç ve kuvveti sonsuz olan

  • 55-METİN C.C. Hiçbirşey hükmünü sarsmayan ve kendisine güvenilen

  • 56-VELİY Müminlerin dostu olan

  • 57-HAMİD En çok övülen ve en çok övgüye layık olan

  • 58-MUHSİ Her şeyin sayısını bir bir bilen

  • 59-MÜBDİ Mahlukatı örneksiz ve yoktan yaratan

  • 60-MÜİD C.C. Mahlukatı öldükten sonra yeniden dirilten

  • 61-MUHYİ Canlılara hayat veren

  • 62-MÜMİT Canlı bir mahlukun ölümünü yaratan

  • 63-HAYY Gerçek hayat sahibi olan

  • 64-KAYYUM Gökleri yeri ve bütün mahlukatı ayakta tutan

  • 65-VACİD C.C. İstediğini bulan

  • 66-MACİD Sonsuz şan ve yücelik sahibi

  • 67-VAHİD İsimlerinde sıfatlarında ve fiillerinde ortağı olmayan

  • 68-SAMED Her şey kendisine muhtaç, O kimseye muhtaç değil

  • 69-KADİR Sonsuz kudret sahibi olan

  • 70-MUKTEDİR C.C. Her şeye gücü yeten

  • 71-MUKADDİM Dilediğini öne geçiren

  • 72-MUAHHİR İstediğini arkaya bırakan

  • 73-EVVEL Herşeyden önce olan

  • 74-AHİR Herşeyden sonra olan

  • 75-ZAHİR C.C. Varlığı apaçık görünen

  • 76-BATIN Herşeyin iç yüzünden haberdar olan

  • 77-VALİ Mahlukatın işlerini yoluna koyan

  • 78-MÜTEALİ Ali, büyük

  • 79-BERR Herkesten fazla iyilik yapan

  • 80-TEVVAB C.C. Bütün tevbeleri kabul eden

  • 81-MÜNTEKİN Suçluları müstehak oldukları cezaya çarptıran

  • 82-AFÜVY Kullarını çok çok affeden

  • 83-RAUF Kullarına çok şefkat edip esirgeyen

  • 84-MALİKÜLMÜLK Hakiki mülk sahibi O dur. Dilediğine verir, dilediğinden alır

  • 85-ZÜLCELALVELİKRAM Büyüklük, fazl ve kerem sahibi

  • 86-MUKSİT Bütün işleri denk, birbirine uygun

  • 87-CAMİ İstediğini istediği şekilde toplayan

  • 88-GANİY Gerçek zenginlik sahibi ve hiçbir şeye muhtaç olmayan

  • 89-MUĞNİ Mahlukatının ihtiyacını giderip zengin kılan

  • 90-MANİ C.C. İstediği şeyin meydana gelmesine engel olan

  • 91-DARR Hikmeti gereği elem ve zarar verici şeyleri yaratan

  • 92-NAFİ Faydalı şeyleri yaratan

  • 93-NUR Alemleri, istediği simaları ve gönülleri

  • 94-HADİ Kullarına hidayet veren

  • 95-BEDİ C.C. Eser ve insanıyla varlığı apaçık görünen

  • 96-BAKİ Varlığının sonu olmayan

  • 97-VARİS Bütün mülk ve servetlerin hakiki sahibi

  • 98-REŞİD Bütün işlerini ezeli hikmetine göre neticeye ulaştıran

  • 99-SABUR C.C. Asileri hemen cezalandırmayıp çok sabreden

  • C.C.(Celle Celalühü)

ALLAH (C.C) NİÇİN GÖRÜNMEZ

 

         Eger Allah görünseydi imtihan diye bir şey kalmazdı. Allah görülmeyecek ki o görülmeyen Allah’ı bulan insan mükâfat ( cennet ) kazanabilsin. Ayrıca daha Allah’ın yarattıklarını görememekteyiz:

 

   Küçük seyleri göremeyiz : Mikrop ,atom , hücre....

 

   Büyük seyleri (-n tamamını ) göremeyiz: dünya, ay, okyanus...vs...

 

    Özelliği görünmez olanları göremeyiz: Rüzgar, ısınlar (alfa, beta, gama, ultraviyole, kızıl ötesi...) ses-radyo dalgaları, akıl, üzüntü, sevinç, elektrik...Bizim görme oranımız 1.000.000/3.5’tur. Yani çevremizde var olan 1000.000 varlığın sadece 3,5 unu görebiliyoruz...O halde bizler daha Allah’in yarattıklarını göremiyoruz. Görülmeyen seyleri yaratan Allah’i hiç göremeyiz.

                                            

ALLAHU TEÂLÂ’NIN VARLIĞININ İSPATI    

   “Süphe yok ki göklerde ve yerde mü’minler için (Allah’ın varlığına dair) deliller vardır. “

 

    (Casiye : 3)

Resim...............Ressam

 

Aslı..................Yaratan

 

         Nasıl bir resim gördüğünüz zaman o resmi yapan bir ressam oldugunu kabul edersek kâinattaki resimlere de bakacak olursak kâinattaki varlıkları da bir yaratanın oldugunu kabul etmemiz gerekir. Kâinattaki varlıklara (resimlere) bir bakalım: Dünyamız güneşin etrafında dönmektedir. Eğer dünyamız güneşe biraz daha yakın dönseydi yanacaktı. Biraz daha uzak dönseydi donacaktı. Dünyamızı tam dengede döndüren kimdir?

 

    Bazen ufacık füzelere ,uçaklara dahi hakim olamazken o akıl almaz hız ve büyüklükteki yüz milyonlarca kütlenin (gezegen,yıldız,nebula...) en ufak bir hata dahi yapılmadan gezdirilmesine neden olan kimdir?

 

       Parçalanan, yaşlanan, gezegenler, çürüyen bitki hayvan ve insanlar ile her yer (gökyüzü, yeryüzü) çöp pislik olacağına, bir düzen içinde çöpleri temizlik görevlilerine (kara delik, böcek, kurt,solucanlara...) toplatan kimdir?

 

       Atmosferdeki su, karbondioksit, oksijen ve azotun devredilmesindeki ahengi, nizam ve intizami bildigimiz için, yagmur yerine “kezzap” adını verdigimiz nitrik asitin yağabileceği aklımıza dahi gelmez, degil mi?

 

Oysa ki, atmosferin % 80’ini teşkil eden azot gazı, yıldırım ve şimşeklerin tesiri altında oksijenle birleşir. Bu oksitlenme sonucunda, nitratların meydana gelmesine yarayan azot oksitleri teşekkül eder. Yani ilmen, havadaki her elektriklenmede, nitrik asit yağmurunun meydana gelmesi için bütün şartlar hazırdır.... Ancak şimşek çaktığında , damla damla merhamet ve rahmet yağar. Ve bize haddimizden fazla değer veren yüce kudrete bütün mahlûkat sükreder.

 

       Üzerimize her an kezzap yagabilmesinin mümkün oldugunu bilen kimya âlimi Prof. Dr. Arthur Macomb bu konuda sunlari söyler: “Ne zaman şimşek çakıp gök gürlese, semâdan yağmur yerine nitrik asit yağacak diye soluğum kesilir, rengim kaçar, sığınacak bir yer ararım. Çünkü havada nitrik asit teşekkülü için bütün şartlar hazırdır.”

 

H2 + O = su ( söndürücü )

 

H (Hidrojen) yanıcı          O (Oksijen) yakıcı

 

   Yanıcı ve yakıcı iki madde bir araya gelince yangın olacağına tam tersine , söndürücü olmaktadır. Bunu ayarlayan kimdir?

 

    Diş doktoru yıllarca okuyup makineler yardımı ile takma dişler yapmaktadır. Bu dişler kırılsa bize haber veremez. Fakat binlerce senedir ağzımızdaki dişler çürümeye baıladığı  an  alarm sistemi (sinir sistemi) ile bize haber vermektedir. Takma dişi doktor yapabiliyorsa çok daha ileri teknolojiye sahip ağzımızdaki dişleri yapan kimdir?

 

       Ağzımızdaki dişlerin sıralanısı:      32122123 = üst çene

 

                                                       32122123 =  alt çene

 

                 Dişlerimizi böyle simetrik olarak dizen kimdir?

 

         Gazete yaprakları  ile aynı   kalınlıkta olan ağaç yaprakları fabrika gibidir. Oksijeni alır, karbondioksit verir, içinde damarlar vardır, içinde yeşil renk veren klorofil maddesi vardır . Yaprağı “ oksijen fabrikası” şeklinde yaratan kimdir?

 

      İnsanlar henüz ot ve suyla çalışan karşılığında süt veren bir fabrika

  yapamamışlardır. Fakat milyonlarca senedir milyarlarca, çoğalan, yürüyen, büyüyen, duvarlarından (derisinden) faydalanılan, makinelerden (etlerinden) yemek yapılan sadece ot ve su karşılığında bize süt veren fabrikaları yaratan kimdir?

 

         İnsanlar, Cenâb-ı Hakk’ın yarattığı  odundan ancak tahta, tahtadan masa ve sandalye gibi seyler yapabilmektedir. O Kadîr-i Mutlak ise odundan meyve yapıyor, yaprak ve çiçek çıkarıyor. Demek ki iş odunda değil, ustadır.

 

    Bir iplik fabrikasi düşünelim; irili, ufaklı, yürüyen, çoğalan, incecik fakat çok sağlam iplikler üreten bir fabrika. Insanlar nokta büyüklügünde böyle fabrikalar yapamamışlardır. Fakat binlerce çeşidiyle milyonlarca, bir yaratıcı tarafından yaratılmıştır ; ipek  böceği , örümcek!... O ,   kimdir?

 

    Yağmur gökyüzünden tane tane yagmaktadır, damlacıklar birleşip sel olarak yağmamaktadır. Buna engel olan kimdir? Her yıl yağan kar tanecikleri milyonlarcasını her seferinde her biri ayri ayri desenlerle  gökyüzünden bize yollayan, gökyüzünde birleştirip çığ olarak göndermeyen kimdir?

 

     Uzayın akıl almaz derinlikleri içinde günesimiz gibi 200 milyar günesi ihtiva eden Samanyolu Galaksisi’nde yaşıyoruz. Samanyolu ise, varlığı kanıtlanabilen en az 300 milyar galaksiden sadece bir tanesidir. Bu dev evreni düzen ve uyum içinde yaratan , yaşatan kimdir?

 

“Dünyada hiçbir delil kalmasa bile, bir mikrobun hayati bana Allah’i ispat etmeye yeter. “ LUIS PASTEAUP

                                                                 

                                                          ALLAH KAİNATI NİÇİN  YARATMISTIR?

 

     Allah’u Teala insanları sevdiği için yaratmıştır.Allah insanları  seviyor çünkü nefes alsın diye Oksijeni yarattı, içsin diye suyu, yesinler diye bitkilere emretti ,  toprağı meyve sebzeye hayvanlara bitkileri et, süt, yumurta, bala dönüştürmektedir.Bütün kainat insanlara hizmet etsin diye yaratılıştır.Allah insanları  sevdiği için cenneti yaratmış ,cennete gidebilelim diye Allah Kur’an’ı  göndermiş , Kur’an’daki ibadetleri ( Allah’ın tüm emirleri , ibadetleri , insanların yararına , hep insanlar için , tüm yasaklarıda insanların zararına olduğu için yasaklanan haramlardır. ) yaparak , dünyada mutlu olmamızı , sonuçta cenneti kazanmamızı  istemistir.

 

     Güzel bir manzara resmini ressam neden yapar ?  Çünkü hosuna gitmis , sevmistir. Önceden o resim yokken sonradan yapılmış  olur. Tıpkı bunun gibi Allah’ta evreni ve insanlari sevdigi için , güzellik için , önceden yokken , yoktan var etmiş , dünyada insanlar , cenneti yaşasın diye ibadetleri ( insanlara yararlı olan şeyleri ) emretmiş , bu ibadetleri yapıp dünyayı   cennete çevirenlere ahirette cenneti vaad etmiştir.

 

        Insana hizmet için evreni ( su ,agaç , hayvan , bitki...) yaratan Allah , dünyada huzur , barış  içinde yaşaması  için emir-yasaklar  ( ibadeti ) insanlara bildirmiş  , bunlar    yapanlarada cenneti vermistir.

 

      Insan üç nedenle yaratılmıştır : Allah sevdigi için insanı  yaratt  , insana hizmet etsin diye evreni yarattı , cennete gidelim diyede , cennetin anahtarı  olan Kur’an’ı   indirdi. Ibadet dünyayı   cennete çevirir, ahirettede cenneti garantiler...yaratılmasaydık , cennete gitme ihtimalimiz olmazdı.

 

        NOT :Agrı ,sızı , ateş , diş ve karın ağrısı ...Allah’ın insanlara verdiği bir ceza degil , bir hediye , bir iyilik , bir lutüftur. Çünkü karın ağrısı  olmasa karnımızdaki hastalıktan haberimiz olmazdı , dişimiz ağrımasa , dişimizi kaybedebilirdik ve bizim haberimiz bile olmazdı ...O ağrı , sızılar... bizim hastalıklara karşı  alarm sistemimizdir ve iyi ki onlar vardır.

 

         O halde ağrı  , sızı ...bir ceza değil , bir mükafaat , bir hediye ‘dir.

                                          





 

 





 


 

Peygamber Efendimizin hayatının her anında, müminlere çok güzel örnekler bulunmaktadır. Hz. Muhammed (sav)'in sahabeleriyle olan sohbetleri, onlara hitapları, şakaları, çocuklara olan sevgi ve ilgisi, hanımlarına karşı adaletli, sevecen ve ilgili tavrı, hem ailesi hem de tüm Müslümanlar için örnek bir koruyucu olması, güler yüzü, neşesi, canlılığı, müminlere olan düşkünlüğü ve şefkati, güzel ahlakın ve ideal insan modelinin önemli bir örneğidir. Bu bölümde Peygamber Efendimizin Allah'ın hoşnut olduğu güzel hayatından örnekler verilecektir.

PEYGAMBERİMİZ (SAV) GÜLER YÜZLÜYDÜ VE GÜLER YÜZLÜ OLMAYI TAVSİYE EDERDİ:

Peygamber Efendimiz, üzerindeki ağır sorumluluğa ve karşılaştığı türlü zorluklara rağmen, son derece tevekküllü, teslimiyetli ve huzurlu bir insandı. Hayatının her anında imanın neşesi ve şevki içindeydi. Hem bu imani neşesi, hem de güzel ahlakı nedeniyle daima güler yüzlü ve candan bir tavrı vardı. Sahabeler, Peygamberimiz (sav)'in bu halini şöyle anlatmaktadırlar:

O, ümmîler içinde, kendilerinden olan ve onlara ayetlerini okuyan, onları arındırıp-temizleyen ve onlara Kitap ve hikmeti öğreten bir elçi gönderendir...
(Cuma Suresi, 2)

       

Hz. Ali (ra): "Onun güler yüzlü oluşu ve herkese nazik davranışı adeta onu halka bir baba yapmıştı. Herkes onun katında ve nazarında eşit idi."156

Allah Resulü daima güler yüzlü, yumuşak huylu idi...157

"Allah Resulü... halkın en çok gülümseyeni ve en neşelisi idi."158

Peygamberimiz (sav) ashabına da güler yüzlü olmalarını tavsiye etmiş ve şöyle demiştir:

"Sizler insanları mallarınızla memnun edemezsiniz, onları güzel yüz ve güzel huyla hoşnut edersiniz."159

"Allah Teala kolaylık gösteren ve güler yüzlü kişiyi sever."160

PEYGAMBERİMİZ (SAV)'İN SAHABELERİ İLE OLAN İLİŞKİSİ VE SOHBETLERİ

Peygamberimiz (sav), çevresindeki Müslümanlarla çok yakından ilgilenirdi. Onların her birinin imanını, tavrını, temizliğini, neşesini, sağlığını yakından takip ederdi. Her birinin eksiklerini, ihtiyaçlarını gözetir, temin edilmesini sağlardı. Onlarla olan sohbetlerinde ise, onları çok hoş tutar, gönüllerini alırdı. Sahabeler yanından neşe ve huzur içinde ayrılırlardı.

En yakınlarından biri olan Hz. Ali (ra), Peygamberimiz (sav)'in sohbetlerindeki ortamı ve sahabeleriyle olan ilişkisini şöyle açıklamıştır:

"Resulullah insanların eli en açık, gönlü en geniş ve şivesi en düzgün olanı, yüklendiği işi en iyi şekilde ifa edeni, en yumuşak huyluları ve sohbeti en güzel olanıydı. Onu tanıyıp sohbetinde bulunanlar ona severek sokulurdu. Onu niteleyen: 'Ondan önce de ondan sonra da onun gibisini görmedim' derdi. Ne zaman kendisinden bir şey istense onu mutlaka verirdi."161

"(Birlikte) oturduğu kimselerin her biriyle ilgilenir, farklı muamele ettiği izlenimi vermezdi. İhtiyacını gidermesi için onunla oturan veya onu ayakta tutan kimseye karşı sabırlı olur, o kişi ayrılmadıkça kendisi onu terk edip ayrılmazdı."162

"Ashabını özler, (göremediği zaman) sorardı. İnsanların durumlarının nasıl olduğunu, işlerinin ne alemde olduğunu da sorardı. Güzele güzel, çirkine çirkin derdi."163

"Daima doğruların yanındaydı, başkasını kabul etmezdi. Yanına geçici olarak girerlerdi, çıktıklarında mutmain olarak çıkarlardı. Yanından birer delil ve kılavuz olarak çıkarlardı."164

Gelen yabancıların aşırı ve mantık dışı davranışlarını sabırla karşılardı. Ashab bazen buna kızarlardı da o onları teskin eder, şöyler derdi: "böyle kimseleri gördüğünüzde onu irşad edin!"165

"Kimsenin sözünü kesmez, bitirinceye kadar beklerdi."166

"... İnsanları birbirine sevdirecek, birbirlerine kaynaştıracak şeyleri konuşurdu. Onları ürkütmez, kaçırmazdı. Her kavmin liderine önem atfederdi; ikram ederdi..."167

Torunu Hz. Hasan (ra) ise Peygamberimiz (sav) için şunları söylemiştir:

"Bakışları son derece anlamlı idi... Mani kelimelerle (az sözle çok mana ifade edecek şekilde) gayet güzel ve veciz konuşurdu. Sözlerinde ne fazlalık olurdu ve ne de eksiklik."168

İleri gelen kimselerle de sade vatandaşlarla da eşit şekilde konuşurdu. Onlardan hiçbir şeyi saklamazdı."169

Ebu Zer (ra,) Peygamberimiz (sav)'in sahabelerine karşı sevgi dolu tavrını şöyle anlatmıştır:

"Bir gün Peygamberimizin yanına gittim. Bir divanda oturuyordu. Kalktı beni kucakladı. Bu kucaklaması gerçekten pek içtendi."170

Ebu Hüreyre (ra) ise Hz. Muhammed (sav)'in insanlara karşı son derece ince düşünceli ve insaniyetli olan güzel tavrını şöyle tarif etmiştir:

"Allah Resulü'nün elini birisi tuttuğunda o kişi elini bırakmadıkça, Resulullah elini çekmezdi. Kendisiyle konuşan herkese karşı yüzünü döndürür, konuşan lafını bitirmeden çehresini çevirmezdi."171

Peygamberimiz (sav), sahabelerinin rahatsızlıkları ile de yakından ilgilenirdi. Zayıf olanların kilo almaları, kilosu fazla olanların diyet yapmalarını, yiyeceklerin faydalı olanlarını seçmelerini tavsiye ederdi.172 Örneğin bazı hastalıklarında, sahabelerine bal şerbeti içmelerini tavsiye etmiştir.173

Hz. Ebu Hüreyre (ra)'nin anlattığına göre, bir gün Ebu Hüreyre (ra) bayıldığında, Peygamberimiz (sav) onu kendisi ayağa kaldırmış, evine getirmiş ve aç olduğunu anlayarak ona ilk önce süt içirmiştir.174


Mekke, Kabe, Kral Fahd kapısı

Andolsun size, içinizden sıkıntıya düşmeniz onun gücüne giden, size pek düşkün, müminlere şefkatli ve esirgeyici olan bir elçi gelmiştir.
(Tevbe Suresi, 128)

       

PEYGAMBERİMİZ (SAV) SAHABELERİNE ŞAKALAR YAPAR, ONLARLA BİRLİKTE GÜLERDİ


Topkapı Sarayı Kutsal Emanetler Bölümü'nde bulunan Kabe kilidi.

Sahabelerin aktardıkları olaylardan anlaşıldığı gibi, Peygamber Efendimiz hem ailesi hem de sahabeleri ile sık sık şakalaşır, onların yaptıkları esprilere güler ve onlara güzel isimler veya lakaplar takardı. Ancak, her konuda olduğu gibi şakalaşma konusunda da Peygamberimiz (sav) çok ince düşünceli, vicdanlı ve anlayışlı davranırdı. Peygamberimiz (sav)'in şakalar konusunda ashabına verdiği tavsiyeler şöyle özetlenebilir:

- "Ben şaka yaparım ama sadece doğru olanı söylerim"

- "Bir Müslümanın kardeşini korkutması helal değildir"

- "Kardeşinle münakaşa etme, alaya alarak onunla şakalaşma."

- "Başkalarını güldürmek için yalan söyleyene yazıklar olsun."

- "Kul, şaka da olsa yalan söylemeyi, doğru da olsa münakaşa etmeyi bırakmadıkça iyi bir mümin olamaz."

- "Şaka da olsa yalan söylemeyin."175

PEYGAMBERİMİZ (SAV)'İN SEVGİ KONUSUNDAKİ TAVSİYELERİ

Peygamber Efendimizin özellikle üzerinde durduğu en önemli konulardan biri, müminlerin birbirlerini hiçbir çıkar gözetmeden, içten bir sevgi ile sevmeleri ve birbirlerine karşı kin, öfke ve kıskançlık gibi kötü hisler beslememeleriydi. Peygamberimiz (sav) hem bu konuda müminlere en güzel örnek olmuş, hem de onlara sık sık bu konularda tavsiyelerde bulunmuştur.

Allah bu konu hakkında Kuran'da şöyle buyurmaktadır:

İşte Allah, iman edip salih amellerde bulunan kullarına böyle müjde vermektedir. De ki: "Ben buna karşı yakınlıkta sevgi dışında sizden hiçbir ücret istemiyorum." Kim bir iyilik kazanırsa, biz ondaki iyiliği arttırırız. Gerçekten Allah, bağışlayandır, şükredene karşılığını verendir. (Şura Suresi, 23)

Peygamber Efendimizin sevgi, dostluk ve kardeşlik hakkındaki hadis-i şeriflerinden bazıları ise şöyledir:

"Mümin kendisi için sevdiğini kardeşi için de arzular."176

"Hediyeleşin, birbirinizi sevin. Birbirinize yiyecek hediye edin. Bu, rızkınızda genişlik hasıl eder."177

"Ziyaretleşin, hediyeleşin. Çünkü ziyaret sevgiyi perçinler, hediye de kalpteki kötü duyguları söker atar."178

"Birbirinizi kıskanmayınız, birbirinize kin tutmayınız, birbirinize çirkin sözler söylemeyiniz, birbirinize sırtlarınızı dönmeyiniz, kiminiz kiminizi arkasından çekiştirmesin. Allah'ın kulları kardeşler olunuz."179

"Sizden önceki toplumların derdi size de bulaştı: Haset ve kin. Kin beslemek kökten kazıyan şeydir. Allah'a yemin ederim ki iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız. Size birbirinizi seveceğiniz bir şeyi haber vereyim mi? Aranızda selamı yayın."180